Büyük Sır: Kara delikler
Merhaba arkadaşlar. Bugün sizlerle birlikte Evren, varoluş ve uzay hakkında konuşacağız. İlk başta Evreni nasıl tanımladığımız oldukça önemli. Evren, toz ve gazlar, yıldızlar , gezegenler, karadelikler , galaksiler vb. birçok oluşumu içeren olağanüstü bir ortamdır. Evren sandığınızdan da büyüktür. Onu bir balona benzetebilirsiniz. Giderek şişen bir balona. Evrendeki cisimlerin sürekli birbirinden uzaklaşmalarının sebebi bu aslında sürekli genişleyen bir yapıda olma. Bunu kolayca test edebiliriz. Elinize bir balon alın, üzerine iki nokta çizin ve balonu şişirmeye başlayın. Noktaların birbirinden giderek uzaklaştığını göreceksiniz. Evren şuanda giderek genişliyor ama neyin içine? Evrende şuana kadar bildiğimiz 4 boyut var. x(en), y(yükseklik) ,z(derinlik) ve zaman fakat Görelilik Kuramı ve Kuantum Teorisinin birbirini desteklememesi yeni bir teori ortaya çıkaracaktı: Sicim Teorisi. Sicim Teorisi bu önemli iki fizik dalını birbirine bağlayacak bir köprü görevi görecekti. Fakat Sizim Teorisi ancak 10 boyut ve bunların uzantısı olan 11. boyutun olması gerektiğini gösteriyordu. Aynı zamanda kütle çekiminin özellikleri de Sicim Teorisini destekler nitelikte.
Peki kütle çekim kuvveti de ne? İlk başta şunu bilmeliyiz. Kütlesi olan her cisim kütle çekim kuvvetini kullanır. Aslında kütlesi olan her şey birbirini çekiyor fakat bu aradaki kütle farkı ve kütlenin büyüklüğüne bağlı bunun nedeni de kütle çekim kuvvetinin oldukça zayıf bir kuvvet olmasıdır. Cisimlerin birbirlerini çekmesi uzay zamanını bükmeleri ile gerçekleşir. Uzay zamanını bir süngere benzetebiliriz. Uzay zamanı üzerinde bulunan cismin kütlesi ile orantılı şekilde içeri göçer aynı aşağıdaki resimdeki gibi.
Comments
Post a Comment